26 Haziran 2009 Cuma

Nerede o eski Yakacık?




(Bu yazıda yine Sn. Fethi Satıcı konuk yazarımız.)



Yakacık Yakacık olmaktan çoktan çıkmış. İşte kanıtları. Yakacık'ın ahşap ve tarihi evleri bugün birer harabe halinde.26 Haziran 2009 tarihinde Yakacık'ta çekmiş olduğum şu resimlere dikkatlice bakın. Görmüş olduğunuz bu harap evlerde köklü ve mutlu aileler yaşadı. Hamam Mahallesi'nin, Yakacık'ın tarihi özelliklerini koruyan,saklayan bir mahalle olduğunu bu resimler zaten belgeledi.




Ya meşhur Yakacık hamamı? 40-50 yıl önce musluklarından gürül gürül sular akan çeşmelerinin şu hallerine bakınız. Yıllar Yakacık'tan ne kadar güzellik varsa hepsini götürmüş.Yakacık sokakları sessiz ve ürkütücü olmuş. Nerede o eski Yakacık? Nerede Yakacık'ın delikanlı kabadayıları? Tabiki Yakacık'ın tüm güzellikleri gibi onlar da tarihe karıştı.




Celal Başer
Bakın başında şapkası,suratında gözlüğü ve ak sakalı ile kendisini KÜBA Devlet Başkanı Fidel Costro'ya benzeten benim çocukluk ve gençlik arkadaşım Celal Başer. Yıllar ondan da çok şey almış götürmüş.Yıllar sonra rastladım kendisine Yakacık'ta.Zor tanıdım arkadaşımı.İhtiyarlamış ve çökmüş ve küçülmüş. Bu arada eski dostlara da rastladım. Mesela Sayın Salih Maden. Yakacık belediye iken meclis üyeliği ve Başkan Yardımcılığı yapmıştı bu kardeşimiz.1980 öncesi. Ayrıca Kartal Belediyesi meclis üyeliği ve Başkan Yardımcılığı da yapmıştı.Yani çok eski ve deneyimli bir belediyeci. Bu arada 40 yıllık pastahaneci Aziz Bey'le de karşılaştım Yakacık sokaklarında. Hey Yakacık sen artık tarihin sayfalarında ve bizlerin de düşlerinde kaldın. Kader utansın!
Fethi Satıcı

2 Haziran 2009 Salı

Ayazma, Çınaraltı ve Türbe

Yakacık tarihi çok eskiye dayanan bir semttir. İşte Yakacık tarihinden birkaç örnek:




1) Ayazma meydanı, tarihi ve şifalı ayazma çeşmesi.
Meydandaki Kartal ovasına bakan manzaralı pideciler kış yaz açıktır.




2) Yakacık Çınaraltı'ndaki tarihi çınarın yaşı yazılı olan tabela. Çınar ağaçları yaklaşık 700 yaşında.




3) Yakacık'ın adeta kaderine terk edilen tarihi hamamın üstünde Hacı Mustafa Efendi türbesi bulunur. Bu konuda yine Sn. Fethi Satıcı'nın anılarına kulak verelim:
"58 yıl önce köyün yaşlılarından dinledim. Yıllarca önce bölgede ve Yakacık'ta çok büyük bir kuruklık meydana gelmiş.Aylarca yağmur yağmamış.Bunun üzerine yakacık ahalisi yağmur duası için tekkenin bulunduğu alana gelmişler.Burada yakılan ateşin üstünde küçük bir kazan varmış ve bu kazana Hacı Mustafa efendi rivayete göre bir avuç dolusu pirinç atmış ve bu pirinç pilav olmuş.Yüzlerce köylümüz tabak tabak pilav yemesine rağmen kazandakı pirinç pilavı bir türlü tükenmemiş. Daha sonra yapılan yağmur duasında da birden bire gökyüzü bulutlanmış ve biraz sonra da bardaktan boyanırcasına yağmur yağmış.Yağmur duası için gelen ahali o zaman Mustafa Efendi'nin ermiş bir Allah dostu olduğunu (Evliya) anlamışlar ve vefat edincede şimdiki türbenin ve mürütlerinin bulunduğu alana mübarek naşını defnetmişler.Rivayete göre.Cuma günleri türbe ziyareti yapılıyor ve burada dualar okunarak adakta bulunuluyor.Hacı Mustafa Efendi'nin bir Bektaşi dedesi olduğu rivayet edilmekte."