27 Kasım 2019 Çarşamba

Eski Yakacık

Yakacık'ta her sene olduğu gibi bu sene de (1931) hava değişimine gelenlerin çoğunluğunu Ermeniler, ikinciliği Rumlar, üçüncülüğü Türklerle Yahudiler oluşturuyor. Bu sene Yakacık'ta otel de çok.. Üç-beş sene evvel tek bir oteli olan Yakacık'ın bu sene beş oteli ile bir o kadar pansiyonu var. Bu otellerin içinde yemeklileri vardır ki bir gün bir gece yemek ve yatak 3,5 liradır. Yakacık sütü, yoğurdu, üzümü eskiden beri meşhurdur. Şimdi meşhur olan diğer bir şeyi daha var ki o da zeytinyağıdır..
Eski Feshane ustalarından Defterdarlı Cemil Efendi namında bir zat buraya elektrikle işleyen güzel bir yağhane ile bir değirmen yaptırmıştır ki Yakacık meralarını kaplayan yemyeşil zeytin ağaçlarının mahsullerinden bu yağhanede enfes zeytinyağları çıkarılıyor. Aynı zamanda elektrikle işleyen bu değirmenle yağhane akşamları saat beşten sonra köyün her tarafına elektrik veriyor. Onun için eskiden geceleri simsiyah kalan şirin Yakacık şimdi geceleri Pendik'ten, Kartal'dan baktınız mıydı pırıl pırıl yanıyor...
Yakacık'ın Çarşı Meydanındaki çınarların altı cuma günleri hıncahınç doludur. Buraya gezmeye gelenler buradaki Kavas Ahmet Ağa'nın kahvesinde oturup bir kahve içmeden geçemezler. Tam bir köy manzarası gösteren bu meydanın gayet meşhur ve yerli iki siması vardır ki bunlardan biri eski kasaplardan Mahmut Ağa, öteki de zerzevatçı Paşa Mehmet Ağa'dır. Paşa Mehmet Ağa gayet şen, alaycı, cömert bir adamdır. Bütün köy halkı boyuna kendisiyle şakalaşır. Hatta çocuklar bile ona takılır ve kendisi de çocuklara boyuna yemiş dağıtır. Buranın tanınmış bir siması da Kartal gümrük memuru Çemberlitaşlı Şişman Ahmet Bey'dir. Bu zat kebabı, revaniyi pek sever ve ara sıra kebapla revani yemek için Kartal'dan kalkıp Yakacık'a gelir..
Adalar'da olduğu gibi bir-iki senedir Yakacık'ta da eşek gezmeleri moda olmuştur. Birçok gençler, birçok hanımlar şimdi Koru, Ayazma, Çarşı ovasında eşeklerle kır eğlencesi yaptıkları gibi bazıları eşekler üstünde güle oynaya, çala söyleye Kartal'a, Pendik'e ve arka taraflardaki Dolayoba, Kurtköy, Şeyhli taraflarına gezintiye gelmektedirler. Baştanbaşa bir sayfiye yeri olan Yakacık'ın asıl mesire mahalleri Ayazma ile Koru'dur. Bir de Çarşı ile Ayazma arasında Aile Bahçesi denilen yüksek bir yer varsa da burası daha ziyade özel bir pansiyon bahçesi olduğu için pek kalabalık olmaz.. Ayazma ile Koru'ya gelince, cuma günleri buralarda oturacak yer bulmak çok güç. Buralara gelenler çoğunlukla nevalelerini buraya getirirler ve orada yer yer masalar, sofralar kurarak aşağıdaki geniş ve yemyeşil zeytinliklere, Marmara'ya, Adalar'a karşı çok nefis, çok samimi bir yaz günü muhabbetiyle akşamı ederler. Diğer mesirelerde olduğu gibi buralarda da çalgı olmadığı için kahve, çay, gazoz gibi şeyler de çok ucuzdur. Buraların bir kabahati varsa, o da insana çok yemek yedirmesidir.. (OSMAN CEMAL KAYGILI, "Köşe Bucak İstanbul", Can Yayınları, 2019)